29 Şubat 2012 Çarşamba

13.Hafta...

Yeniden merhaba!...
Bir haftayı daha geride bıraktık .Bu haftanın en önemli olayları trisomy 13 + 18 ve NT (ense kalınlığı) testlerini yaptırmak oldu.Neyse ki görünürde çok şükür sıkıntı yok dilerim de olmaz.
Bu haftanın en güzel yanı mide sıkıntılarımın önemli ölçüde azalması oldu.Uykuya hala yenik düşüyorum.Akşamları geç saate kadar oturmam mümkün değil.Karnım belirgin olmaya başladı.İkinci gebelikte erken çıktığını duymuştum ama bu kadar da erken beklemiyordum doğrusu.Karnım yine Yağız daki gibi büyük.13 haftaya göre 5 aylık duruyor diyebilirim.Duyduğuma göre bu annenin iç karnıyla alakalıymış.İç karnı dar olanlar ve iç karnı geniş olanlar....Benim iç karnım bir hayli genişmiş demek ki.
Yağız da duruma alıştı artık hatta benimle dalga geçiyor Şişko diyor bana :)...
12+2 den beri kasığımda biraz kıpırdanmalar hissetsem de bebeğimin hareketlerimi emin olamadım fakat 13+5 de hissettiğim kesinlikle evet o dedim...(Yağız 'da 16.haftamda hissetmiştim ilk gebelikte geç hissetmek normalmiş)13 haftadır yanımda kalan annemin 3 gün önce kendi evine geçmesi ise beni sudan çıkmış balığa döndürdü.Canım annem iyi ki varsın Allah başımızdan eksik etmesin. 
Haftaya görüşürüz....

27 Şubat 2012 Pazartesi

Hafta sonu tek başıma kalmak ve dışarı çıkmak istedim annemin ve eşimin evde olmasının verdiği rahatlıkla kendimi dışarı attım.(bu arada farkettim ki 2  aydır hafta sonunu evde geçirmişim.)
Biraz dolaşınca kendimi yine en huzur bulduğum yer  D&R da buldum.

24 Şubat 2012 Cuma

Beni sevseydin oynardın...

İki gün önce ben işten Yağız okuldan yeni gelmişiz,''Anne ben sıkıldımmm''...
Kendi kendisine oynayabilen çocuklara her zaman hayran olmuşumdur.Bizimki sürekli ''şimdi ne yapacağız?sırada ne var ?ne oynayacağız? bu tip soruların arkası hiç kesilmiyor.Vallahi ben anlamadım bu işi ,içinden de çıkamadım.
Çok yorgun olduğumu odasında tek takılmasını istedim 8 dakika sonra geri geldi.Aramızda ki diyalog,
Yağız: Anne seni seviyorum...
Ben: Bende seni seviyorum canım...
Yağız: Beni sevseydin benimle oynardın...
Ben: Seninle şuan oynamamış olmam seni sevmediğim anlamına gelmez...
Yağız:Peki sen bilirsin bende çizgi film izlerim o zaman...
3.5 yaşında ki veletin yaptığına bak!...Çizgi film tabi ki izliyor uygun gördüğüm süre zarfında..Ama benim çok haz almadığım bir olayla beni tehdit ettiği için tabi ki izleyemedi..
Şunu anladım ki şimdiki çocuklar sıkılmak nedir bilmiyorlar çünkü çoğu anne baba eminim benim yaptığım gibi sıkılmasına izin vermemiştir.Tek çocuk olarak büyüyorlar sürekli onların üzerinde ilgi alaka aaaaaaa benim oğlum_kızım bak ne yapmış diye alıştırır san  olacağı buydu.
Düşünsenize eskiden annelerimiz ninelerimiz bizi nasıl büyütmüşlerdir.Çamaşır makinesi bulaşık makinesi  yok 5-6 tane çocuk hepsiyle ayrı ayrı ilgilenecek sonra onlara kitap okuyacak yatıracak....
Başka isteği olan...
Bize misafir geldiğinde büyüklerimiz çekilin kenarda oynayın deyince biz çekilirdik...Ya şimdi iki çift laf etmek mümkün mü? Evinize gelen misafire bi bakıyosunuz çocuğunuzla oynuyor ...Sanki çocuğumuzun arkadaşı ....Eskilerin çocuk yetiştirme şekillerini çok onayladığımı söyleyemem ,bizde biraz abartıyoruz sanırım hayatımıza çocuk mu yön veriyor ne ?
Ben biraz geç oldu ama anladım ki çocuğu biraz da kendi haline bırakacaksın çocuk çocukluğunu bilecek (buradaki kastım sen sus çocuksun demek değil )...
Ben böyle düşünüyorum peki siz ?

Anne çok heyecanlıyım !...

Dün akşam evde işlerim olunca Yağız babasıyla Anteres Alışveriş Merkezine gitti.İki saat sonra eve geldiğinde elinde ki poşette beyaz küçük bir balık tutuyordu.O kadar keyifliydi ki ağzı resmen kulaklarına varıyordu.Evde zaten bir balığı vardı yeni aldığı balığı da diğer balığın yanına bıraktı çok mutlu olmuştu.''Anne bak bunu seçtim abi bana verdi,sonra bir tane daha verecek ve üç balığım olacak'' diyordu.Yatmak istemese de sonunda yatağa girdi ve uykuya dalmadan son cümlesini kurdu....
''Anne çok heyecanlıyım ,çok mutluyum''...
O mutlu olduğu için bende çok mutlu olmuştum.İyi ki varsın ve iyi ki hayatımız dasın... 


23 Şubat 2012 Perşembe

Yağız çalıştığım yerin kreşine geliyor...Çocuklarını kreşe bırakan anneler ve babalar için mesai saatleri 08:15-16:30
Bugün önemli bir gündü bugünlük işe 08:00 'da gelmemi söylediler resmen rica ettiler.Tabi ki tamam merak etmeyin dedim.Atla deve değil ya istedikleri on beş dakikacık erken geleceğim hepsi bu...
Ama yanılmışım mesaiye 08:30 'da geldim...Neden mi? Çocukla yaşıyorsan hayatındaki hiç bir dakikanın kesinliği yok da o yüzden...
Sabah Yağız 07:00'da uyandı.Rüyasında çeşit çeşit kalemler görmüş,''Kalemlerim nerede'' sesine uyandım.(Günaydın demesini tercih ederdim )Deli gibi evde 10 dakika kalem aradı.Sabahları uyanır uyanmaz balığına yemini verir nedense bugün bu işi sallanarak 3 dakikada yaptı.Ben banyoda yüzümü yıkarken kapıya vurup taciz etmeler, mızırdanmalar vs vs vs...
Oyuncak bir Ferrari arabası var nereden aklına geldiyse bu sabah onu da istedi ve kaldırdığım yerden çıkarmak 2 dakika...Sabah sabah o caanıımm ferrariyi çorapcı arabası yaptı.Çoraplarla doldurduğu arabayı sandalyenin altına park etmek 5 dakika sürdü.(Her yere düşen çorap için ferrari duruyor )
Pekmezini cevizini içirip yedirmem  her zaman kinden daha uzun sürdü.Tam çıkacağımız sırada anne bir daha çişim geldi..haydaaaaaa tekrar ayakkabılar çıktı...Asansörden indik eldivenleri tekrar çıkartıp taktırdı...
Velhasıl kelam arabanın kontağını çevirdiğimde saat 08:00...
Kreşin kapısından girdiğimizde 08:10...
Hoşçakal vedalaşma faslı ,anneyi öpmeyi unutunca yarı yoldan anneyi geri çağır veeeee 08:30 iş yerindeyim...
Yapacak bir şey yok...
Demek ki neymiş sabah 06:00'da kalkmak gerekirmiş....





22 Şubat 2012 Çarşamba

Dinozorlara Yolculuk

Geçtiğimiz haftalar da Ankamall Alışveriş Merkezinde dolaşırken Yağız ''anne dinozorlar bakkkk'' diye beni çekiştirince bir de baktım ki daha önceden reklamını gördüğüm aaaaaaaa Ankara'ya gelecekmiş beraber gideriz dediğim dinozorların geldiğini gördüm.(Ne yalan söyleyeyim bilet ücreti bence çok fazlaydı.) Tabi hemen içeri daldık Yağız'ın şaşkın bakışlarını hatta bir ara ''Anne gerçek gibi '' demesi ve korkmuş  bakışlarıyla  yolculuğumuza devam ettik.Ben de çok beğendim çok emek harcandığı belliydi. Yağız dinozorlara çok meraklı onun sayesinde bende bir çok dinozor türünü öğrendim.''Bir oturuş da yedi tane dinozor ismini sayabilen kişi eğer paleontolog değilse kesin annedir''...

  Bu arada dinozorlarla ilgili önerebileceğim bir kitap   budur...
  
Bakmak isteyenler içinde gezimiz de çektiğim resimler....

21 Şubat 2012 Salı

Evdekiler Duyun Sesimi immmdaattttt

Malum Yağız her sabah benimle işyerimde ki kreşe geliyor önce onu bırakıyor sonrada kendimi işe atıyorum.Bu aralar iyice eminim ki ben Yağız'la resmen yapışık geziyorum karnımda ki bebeği bile yemin ediyorum bazen unutuyorum...Herkesin İmdatttt dediği anlar vardır ya bende şuan o durumdayım.Eskiden bu kadar kendimi yorgun hissetmiyordum hatta herzaman herşeye bir çözüm sunabildiğim için Süper Anne olmuştum.Ama yok artık istifa edeceğim yada şartlarım kabul edilecek..

20 Şubat 2012 Pazartesi

İlk 12 Haftam

Hafta hafta gebeliğimi paylaşmaya karar verdim.İlk hamileliğimde yapamamıştım umarım Yağız beni affeder.Yağız'a hamileliğim çok rahat geçmişti.Ancak ''Her hamilelik farklıdır ''sözü çok doğruymuş.

Yemezlerrrrrrrrrr

Greenpeace Akdeniz, Biyogüvenlik Kurulu’nun yakın zamanda 9 yeni GDO’lu mısır çeşidini kamuoyunun görüşüne açması üzerine Yemezler ! kampanyasını devreye soktu. Ne kadar fazla ses yükselirse o kadar önemli. Kampanyayı arkadaşlarınıza duyurdukça rozet topluyor, rozet topladıkça Yemezler kupası, Yemezler t-shirt’ü kazanıyorsunuz. Oldukça şenlikli bir kampanya yani.Lütfen Destekleyin !....

19 Şubat 2012 Pazar

Hastalık Geliyorum Der...

Geçen hafta Yağız'ın okulunda arkadaşlarının bazıları rahatsızdı hepsi de midelerinden rahatsız ve çıkarıyorlardı..Beklenen an geldi ve bu sabah Yağız bir karın ağrısıyla uyandı...Sabah dan bu yana çok keyfi yoktu akşam her zaman ki gibi tam banyosunu yapacağı sırada  '' Anne'' dedi ve tabi ki koridora çıkardı..Sonrasın da ''Anne rahatladım ''dedi.(içimden annen sana kurban olsun ) Uyumak istediğini söyleyince yatırmak zorun da kaldım..Yatarken sabah kötü olursan okula gitmezsin dediğim de ise ''zaten kötüyüm ''diye bir cevap aldım :)

18 Şubat 2012 Cumartesi



Cevizli Yelkenli

Geçenlerde Yağız'la beraber ne yapsak diye düşünürken yelkenli yapmaya karar verdik.Bunun için ortadan ikiye böldüğümüz ceviz kabuklarının içine biraz hamur koyup üçgen şeklinde kestiğimiz kağıtları bir kürdanla cevize birleştirdik sonra onları suya koyduk ve Yağız üfleyerek hareket ettirdi.Tabi ki çok eğlendik...Akşam da Yağız'ın arkadaşı Alptuğ ziyaretimize gelince keyfine diyecek yoktu...

BÜKÇE (kadın dili)

e-postama geldi ben çok beğendim buyrun paylaşıyorum...
BÜKÇE (KADIN DİLİ)

Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, "Akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim." dedim. Deniz kenarındaki şirin lokantada şimdi onu bekliyorum.
Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Yan masadaki kızlar gözleriyle oğlumu süzüyorlar. Bakmayın kızlar, onu kapan çoktan kaptı.
                                                                                                                                                                 
Hoş beşten sonra konuya giriyorum.

Yağız'ın Kitaplığı


Yağız'ın kitaplarını burada paylaşmak istiyorum...Kitapları genelde net üzerinden alıyorum malum D&R bu konuda biraz el yakıyor.Ama Yağız'la dolaşırken evde ki kitapların havadan geldiğini düşünmesin diye arada kitapçıdan alıp çıktığımız da oluyor..Yağız'ın saymadım ama 6o kitabı vardır galiba sizlere fikir vermesi açısından fırsatım oldukça burada paylaşacağım...