23 Şubat 2012 Perşembe

Yağız çalıştığım yerin kreşine geliyor...Çocuklarını kreşe bırakan anneler ve babalar için mesai saatleri 08:15-16:30
Bugün önemli bir gündü bugünlük işe 08:00 'da gelmemi söylediler resmen rica ettiler.Tabi ki tamam merak etmeyin dedim.Atla deve değil ya istedikleri on beş dakikacık erken geleceğim hepsi bu...
Ama yanılmışım mesaiye 08:30 'da geldim...Neden mi? Çocukla yaşıyorsan hayatındaki hiç bir dakikanın kesinliği yok da o yüzden...
Sabah Yağız 07:00'da uyandı.Rüyasında çeşit çeşit kalemler görmüş,''Kalemlerim nerede'' sesine uyandım.(Günaydın demesini tercih ederdim )Deli gibi evde 10 dakika kalem aradı.Sabahları uyanır uyanmaz balığına yemini verir nedense bugün bu işi sallanarak 3 dakikada yaptı.Ben banyoda yüzümü yıkarken kapıya vurup taciz etmeler, mızırdanmalar vs vs vs...
Oyuncak bir Ferrari arabası var nereden aklına geldiyse bu sabah onu da istedi ve kaldırdığım yerden çıkarmak 2 dakika...Sabah sabah o caanıımm ferrariyi çorapcı arabası yaptı.Çoraplarla doldurduğu arabayı sandalyenin altına park etmek 5 dakika sürdü.(Her yere düşen çorap için ferrari duruyor )
Pekmezini cevizini içirip yedirmem  her zaman kinden daha uzun sürdü.Tam çıkacağımız sırada anne bir daha çişim geldi..haydaaaaaa tekrar ayakkabılar çıktı...Asansörden indik eldivenleri tekrar çıkartıp taktırdı...
Velhasıl kelam arabanın kontağını çevirdiğimde saat 08:00...
Kreşin kapısından girdiğimizde 08:10...
Hoşçakal vedalaşma faslı ,anneyi öpmeyi unutunca yarı yoldan anneyi geri çağır veeeee 08:30 iş yerindeyim...
Yapacak bir şey yok...
Demek ki neymiş sabah 06:00'da kalkmak gerekirmiş....





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder